11 Ağustos 2010 Çarşamba

odaklanmaya odaklanamamak...

hiç bir şeye odaklanamadım noldu ya? Bak mesela şimdi de yazı yamaya odaklanamadım. az önce biri aradı onunla konuşmaya odaklanamdım müzik dinlemeye odaklanamadım.sinir oldum!odaklanmaya bile odaklanamıyorum....aklım da bir şey var ama ne var bulamadım....çalışma alanımı beğenmedim değiştireceğim... evet gerekli değişiklikleri yaptım.pijamamı giydim çalışma masama geçtim.az öncede şort tişört yatakta oturuyordum benim bildiğim şortla ve tişörtle çalışma masasında oturulu daha bi ciddi olunur.pijama uyumak içindir.ama ben şu an tam tersini yaptım.allah allah!ve odaklandım sanırım sorun ortadan kalktı tamam... bundan sonra yazı yazacağım zaman pijama giyeceğim... :P sayfamın adının da neden uykulu düşler olduğunu yavaş yavaş anlıyorsunuzdur heralde... Tam hikayesini anlatmayacağım hemen meraklandırmak istiyorum...!


 evet konuyu hafif değiştirmiş olacağım ama... ben kendimi eleştiri yaparken çok rahat hissediyorum.nedendir bilmiyorum ama bir konuyu bir olayı eleştirirken kendimi daha iyi ifade ediyor gibi hissediyorum geleceğimde sivri dilli sevilmez melun bir köşe yazarımı olacağım acaba... ayy geleceği çok merak ettim şu an! hadi büyüyelim!tam olarak kaç yaşında büyümüş sayılırım...canım bir büyümemek istiyor bir büyümek...sanki çok küçükmüşüm gibi konuştum! keşke biraz daha küçük bir yaşta olsam ve öyle kalsam...herkese abi abla dediğin yaşlar...Ne yapsan yap sevimli olduğun yaşlar...Pıtırcık serisini tekrar okumak istedim birden... Muzaffer İzgü'nün ''Anneannem''lerinin içindeki tekir kediyi tekrar hayal etmek istedim.''Vabilya Kokulu Mektuplar'' yazmak istedim ilkokul öğretmenime...akşam akşam ne olduysa duygulandım birden... madem konu açıldı benim de çenemin yayları gevşer o zaman!


ilkokul günlerimi çok özledim desem fena yalan olur özledim ama bazı zamanlarını değil yani hayatımda olup olabilceğim en salak zamanlarımdı...her an farklı bir rezillikti.o zamanlar düşününce üzülürdüm ama şimdi çok gülüyorum... En büyük saçmalık;Öğretmenimle konuşurken heyecandan ölürdüm.tahtaya kaldırdığında değil normal tenefüslerde sohpet ederken konuşamazdım kadınla... sert biri değildi çok sevecendi ve çok çalışkan bir kadındı ama ben utanırdım.onun gözünden düşmek istemezdim.en çalışkan öğrencisi değildim hiç olamadımda zaten... ama en sessizi bendim.hep sessizlik yarışmalarını ben kazanırdım.severdi beni o yüzden...özledim onu...dil seçtiğimi henüz bilmiyor söylediğimde tepkisini çok merak ediyorum...öf yeter bu kadar sıkıldım zaten neyle başladı neyle bitti anlamdım...sizde zorlamayın kendinizi...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder