18 Ağustos 2010 Çarşamba

Duygu karmaşası....

Elleri güzel olan insanlar kötü olmamalı bence… güzel parmakları olan insanlar güzel dokunur…incitmez dokunurken, ince uzun parmaklarıyla yavaş yavaş sever saçlarınızı… keşke ellerin bu kadar güzel olmasaydı… o zaman daha az severdim seni… daha az üzülürdüm saçlarımı sevemiyorsun diye… keşke çirkin tombik kısa parmakların olsaydı…o zaman ellerini tutmak için can atmazdım… ya da biraz çirkin olsaydın , o zaman yüzüne baktığımda heyecanlanmazdım …keşke bu kadar sert bakışların olmasaydı…işte o zaman gözlerinin içine bakmaktan korkmazdım… sesini hayal meyal hatırlasam da duyduğumda içimi titrettiğini unutmadım … keşke sesin beni bu kadar etkilemiş olmasaydı ,o zaman seninle sabaha kadar konuşurdum…Ama sen o kadar güzelsin ki sana bakmaya çekiniyorum,o kadar sert bakıyorsun ki sana bakmaya korkuyorum… beni sevmeme ihtimalini düşündükçe suçluluk hissediyorum. Diyorum ki keşke beni seveceğin kadar güzel olsam, senin gibi… o zaman senin yanından hiç ayrılmazdım seninle konuşurken heyecandan kelimeler birbirine karışmazdı.bana her baktığında kalbim üşümezdi…sesini her duyduğumda ellerim titremezdi. Gülümsemeni gördüğümde bu kadar mutlu olmazdım…sanırım ben seni sevmişim haberim olmamış…keşke haber verseydin o zaman bu kadar kapılmazdım sana… bu kadar önemsemezdim seni yanında kim olsa kıskanmazdım… biliyorum ben senin hayatının dış kapısının mandalıyım. gideceksin biliyorum , hatırlamayacaksın beni, sevmeyeceksin ama gene de yanımda olduğunu hayal ediyorum ya da olacağını, günün birinde karşılaşacağımızı o zamana kadar hoşçakal…




Bir açıklama yapma gereği hissettim...Aşık falan değilim hiçte olmadım bu öylesine moralimin bozulduğu bi anda aklıma gelen bir şey biriyle ya da benimle ilişkilendirmeyin...Beğeneceğinizi umuyorum..Yazıyla olan tek benzerliğim güzel elleri sevmem o kadar...


Sağolsun dilaracığım beni öyle şeylere sürükledi ki...Uzun zamandır bu kadar duygusal olduğumu hatırlamıyorum...O şubat ayında yazdığı yazıyı okuduktan sonrada kendimi o kadar değerli o kadar önemli hissettim ki gözlerim doldu.Dilara'nın beni sevdiğini biliyordum bana güvendiğini de ama bunu görmek okumak...Benim haberim olmadan yazdığını hatırlamak beni o kadar mutlu etti ki anlatamam...onun dostluğu ayrı...Arada o kadar çok mesafe var ama sanki dilara hep yanımda gibi...Sanki o beni izliyor gibi...uzaklar bizi yormadığı için bu kadar ayrı...İlk tanıştığımızda belliydi zaten böyle olacağı...Aynıydık sanki kullanacağımız kelimeler bile nerdeyse aynıydı...Cümleyi ben bitirmeden o bilirdi sonunu Ya da ben espiri yapmadan gülmeye başlardı o , hissederdi sanki bilerek malzeme verirdi bana.O ucube siteyi neşe kaynağına çevirirdi.O kadar nemrut gıcık insanlar vardı ki orada gitmek istemezdik ikimizde...sevmedikte...zaten ikimizden biri yokken diğeri evinde pineklerdi . gelince hooop hadi bakalım gelsin dedikodular gelsin eğlence...Bizim eğlenmemiz için sahilde ateş yakılmasına gerek yoktu ya da bangır bangır müziklere...Biz kendi küçük ateşimizde fısıltılarla da eğlenirdik hemde hayal edemeyeceğiniz kadar...Bu sene görüşemedik ama hayat işte ne olacağı belli olmaz.Bak eylülde istanbuldayım dilaranın yanında...iki günde olsa göreceğim ya yeter işte...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder